Fotoğrafçılık, kamera, lens ve ışık kullanarak, gözle görebildiğimiz cisim ve şekilleri, film ya da dijital ortam üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olduğu gibi, estetik yönüyle bir sanat olarak kabul edilir.
Bu sanat önceleri filmli makinalar ile başlamış ve yerine dijital makinara bırakmıştır. Tabi bu geçiş çok kolay olmamıştır. Yakın zamanlara kadar filmli makinaların daha kiliteli olduğunu savunanlarla dolu idi. Ancak gelişen teknoloji ile birlikte analoğun yerini dijital makinalar almıştır.
Mobil Fotoğrafçılığın Gelişimi
Dijital makinarın çıkması bir çok yeniliğide beraberinde getirdi. Öncelikle bu makinalar içinde film barındırmadığı için küçültme şansları vardı ve ilk meyvesini 1999 yılında ilk kameralı telefonun çıkmasıyla daha çok gelişecek olacağının sinyalini bizlere vermiş oldu. Kayıtlara göre ilk telefon 1999 yılında çıkmış olan Kyocera tarafından üretilen VP-210 Visual Phone modeli oldu. Bunu 2000 yılında Samsung SCH-V200 ve Sharp’ın J-SH04 telefon modelleri izledi. Tabi bu telefonlar megapixel canavarları değildi. VP-210 ve J-SH04 modelleri 0,11MP, SCH-V200 modeli ise tam olarak 0,35mp idi.
2000li yıllarda mobil cihazlarda kameranın çıkmasıyla kimse ileride mobil fotoğrafçığın doğmasını tahmin edemiyordu. Artık sadece DSLR makinalar ile kaliteli fotoğraflar çekmiyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte önce Aynasız Makinalar DSLR makinarın yerini almak için sürekli geliştiler ve şimdi de mobil telefonlar bu anlamda sürekli gelişiyorlar. Yakın zamanda 108MP lik telefonlar piyasaya çıktı ve artık kimse mobil telefon ile çekilmiş fotoğrafların kalitesini küçümsemiyor. Hatta bazı profesyonel fotoğrafçılar ikinci kamera olarak telefonlarını kullanmaya başladılar.
Artık telefonlar daha kaliteli, daha detaylı, daha performanslı fotoğraflar çekebilirken bunu RAW formatına kaydetebilen telefonlarda mevcut. Aslında fotoğrafların kullanım amaçlarını düşünürsek birçoğumuz için telefon kameraları bizlere yeter de artar bile diyebiliriz.
Mobil Fotoğrafçılığın Avantajları:
- Sosyal Medya platformları ve E-Ticaret için çözünürlükleri fazlasıyla yetiyor,
- Standart albüm çıktıları için yeten çözünürlük,
- Kolay taşınabilir olması,
- İletişim için telefon taşıdığımızdan ulaşılabilir olması,
- Profesyonel makinara göre fiyat olarak uygun olması,
- Uygulamalar ile sınırsız çekim modlarına erişimi olması,
- Bilgisayara ihtiyaç duymadan düzenleme seçeneğinin olması,
- Çeker çekmez paylaşma kolaylığı,
- Ve daha birçok kolayalığı sağlaması…
Mobil Fotoğrafçılığın Dezevantajları:
- Yüksel ISO larda hala yetersiz olması,
- Her telefonun RAW formatını desteklememesi veya kısmi desteklemesi,
- Orta ve büyük baskılarda yetersiz kalması,
- Manuel modların tam anlamıyla profesyonel çalışmaması,
- Sensörlerinin küçük olması,
- Özel çekimler için lens değişmemesi,
- Diyafram ayarlayamadığımız için portrelerin yapma olması,
- Herkesin fotoğraf çekmesiyle birlikte fotoğrafçılık mesleğinin yok olması tehlikesi,
Sonuç
Sonuç olarak mobil fotoğrafçılık günümüzde tam olarak geçerli olmasa da ilerleyen dönemlerde teknolojinin gelişmesi ile birlikte ortalığı kızıştıracak gibi duruyor.
Bir Cevap Yazın :